Kaç kere aşık oldunuz ve kaç sabah sırtınızda gezinen acemi parmaklar uyandırdı sizi?
Kaç kere uyuyormuş gibi yapıp ömrünüze ömür kattınız siz bu yolla?
Kaç kere “Bir kitap daha okudum işte şu hayatta, bir roman daha” dediniz uzanıp lambayı söndürmeden önce?
Kaç şiir yazdınız, kaç mektup? Kimlere? Kaç kişiye?
Kaç kere denizin tuzu teninizde buz gibi bir bira yuvarladınız?
Kaç kere serinlediniz?
Kaç kere ısındınız?
Kaç kere işe kabul edildiğinizi söylediler?
Kaç kere evinize eli kolu dolu döndünüz?
Kaç mitinge katıldınız şimdiye kadar, kaç kere ağız dolusu slogan attınız?
Kaç kere eski bir dost gördünüz kalabalığın içinde?
Kaç kere o kadar mutluydunuz ki bir demli çaydan başka bir şeye gerek olmadı? Gerek kalmadı?
Çocuğunuz oldu mu? Olmadıysa da ne gam. Kaç çocuğun başını okşadınız? Kaç kere çocuklar için ölünebileceğini bütün gerçekliğiyle hissettiniz?
Kaç kere sarhoş olma kararıyla oturup meyhane masasına, kaç kere kendinizi bıraktınız dostlara?
Kaç meyhanenin gediklisi oldunuz?
Kaç şarkı sizin şarkınız oldu?
Kaç kere uyku mahmuru havaalanlarına gittiniz?
Kaç kere sınırı geçtiniz?
Kaç ülke gördünüz?
Kaç şehir?
Kaç eve taşındınız?
Kaç evi keyfinize göre döşediniz?
Kaç evin perdelerini astınız? Perdelerini açtınız?
Kaç manzaraya baktınız?
Kaç kere baharın ilk eriğini yediniz? Kaç kere “nihayet bahar geldi” dediniz?
Kaç kere “yaz geldi”?
Kaç kere kar yağınca çocuk gibi sevinip önce, sonra yoksulları hatırladınız?
Kaç kere bir ağrı, bir sızı terk etti sizi? Kaç kere iyileştiniz?
Kaç kere grev çadırında uyudunuz?
Kaç kere naftalinli ve lavantalı yer yataklarında?
Kaç kere yıldızların çokluğuna şaşırdınız?
Kaç kere otomobilin camından elinizi çıkarıp rüzgara tuttunuz?
Kaç vapur sanki sadece sizin için yanaştı?
Kaç tren sanki sadece sizin için geldi?
Kaç uçak sanki sadece sizin için indi?
Kaç kere kendinizle gurur duydunuz?
Kaç kere yaptıklarınızla gurur duydunuz?
Kaç kere gurur duyulacak bir şey yaptınız?
Kaç kişiye değdiniz?
Kaç kişi size değdi?
Kaç kere yaşadığınıza değdi?
Kaç kere?
17 yaşınızdan beri kaç kere?
Bunları ve bir de Erdal’ı düşünelim./Ve daha nicelerini….
A.TULGA